Muhasebe Mesleği Yok Mu Oluyor?
DİJİTALLEŞME SÜRECİNDE DEĞİŞEN İŞ HAYATI ve MUHASEBE MESLEĞİNİN YENİDEN YAPILANMASI
GİRİŞ
Meslek
mensuplarımızın dikkatini çekeceği gibi bu başlığı 5-6 Ekim 2018 tarihlerinde
İstanbul’da, TÜRMOB ev sahiplinde gerçekleşecek olan XX. Türkiye Muhasebe
Kongresi’ne ele alınacak, dijitalleşme sürecinde muhasebe mesleğinin gideceği
yer tartışılacak.
Konu
başlığına bakıldığında konu çok merak uyandıran bir başlık ve geleceği biraz
“yakınlaştırma çabası” na ışık tutma arayışı olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak
TÜRMOB un şimdiye kadar ortaya koymuş olduğu mesleğe bakış açısıyla çok da
uyumlu değil. Bu kanaate götüren şey, bu güne kadar meslek mensuplarının elde
etmiş olduğu üretimdeki, muhasebe mesleğinin, meslektaşların ekonomik ve sosyal
hayattaki konumlanışı, bu mesleği yapmaktan dolayı ortaya çıkan çıktılar.
Toplumların,
geçirmiş olduğu evrelere baktığımızda yerleşik hayata geçişleri, önce tarım
toplumu daha sonra sanayi toplumuna geçiş ve şimdide tartışılan Endüstri (Dijitalleşme) 4,0
ile bilişim toplumuna geçileceği (bazılarına göre geçildiği, bazılarına göre
ise daha net olarak belirtilerinin ortaya tam olarak çıkmadığı vb.) gibi
tartışmaları da içinde taşıyan birçok meslekte değişimler yaratacağı hatta
ortadan kaldıracağı tartışmaları sürüp gitmektedir.
Bu
tartışmalar altında makalemde, Endüstri (Dijitalleşme) 4.0
mesleğimizde ne gibi değişiklikler yaratabilir, sonuçları bu mesleği yapanları
nasıl etkiler, bunları ele almaya çalışacağız.
1.TOPLUMLARIN
KAREKTERİNİ ORTAYA ÇIKARAN ÜRETİM İLİŞKİLERİ
Toplumlar
göçebe yaşamdan yerleşik duruma geçtiklerinde toplumsal üretim ilişkileri
toprağa bağlı olarak yaşamaya başladılar. Toprağı sahiplenerek etrafını
çitlerle çevirmeleriyle birlikte özel mülkiyetin ortaya çıkması üretim birimini
ve insan ilişkilerini değiştirdi. Toprak aracılığıyla üretilen bu maddeler
başka maddeler ile değiştirilmeye başlandı. Zamanla üretimin kolaylaşmasını
sağlayan üretim araçlarının gelişmesi daha fazla ürün elde edilmesine neden
oldu. Bu değişim zaman içerisinde paranın da ortaya çıkması ile ticaretinin
yapılır hale gelmesine neden oldu ve yeni üretim ilişkisini ortaya çıkardı.
Üretim araçların ortaya çıkması üretim biçimini ve ihtiyaç skalasının da
değişmesine neden oldu.
Makinelerin
bulunması, üretimin artmasını sağlayarak, kitlesel üretime geçişe neden oldu.
Sermaye birikimi zaman içerisinde üretim artışı, üretimde geçen zamanın iyi
kullanılması arayışları, dolayısıyla uzmanlıkların doğmasına neden olmuştur.
Üretimin biçimindeki değişme ile yeni bulunan yönetim teknikleri, yeni bir
sermaye birikim sistemini ortaya çıkarmıştır. Geldiğimiz zaman durumunda ise
sermaye önündeki engeller kaldırılarak bir dönüşüm sağlanmıştır. Her dönüşüm
başka bir biçime geçmeyi ifade etmektedir. Sermaye birikimi üzerindeki engeller
ortadan kaldırılarak globalleşme ortaya çıkmıştır. Rekabetçiliğin ve
sürdürülebilir ekonomik büyümenin en önemli sağlayıcılarından birinin
verimlilik artışı olduğu bilinmektedir. Bilgi toplumuna dönüşümde, ana
sağlayıcı olan bilgi ve iletişim teknolojilerini gelişmesi üretim, tüketim ve
tüm ekonomik, sosyal alanların belirleyici faktörü olmaktadır.
Bilgi ve
iletişim teknolojileri verimlilik artışının yaratılmasında anahtar rol
oynamaktadır. Kablolanmış bir dünyada, planlama, bütçelendirme ve denetleme
gibi temel yönetim islerinin; posta, tele-konferans veya grup yazılımlar gibi
araçlarla aradaki mesafe farkını kaldırması ve ağlarla silinen şirket
sınırlarına aldırış etmeden birlikte çalışma imkânı vermesi gibi nedenlerle
daha farklı yapılmasını gerektirmektedir. Son yıllarda bilgi teknolojilerindeki
gelişmelere bağlı olarak gelişen, bilgi işleme teknikleri ve muhasebe
sistemleri, finansal verilerin ve muhasebe işlemlerinin elektronik ortama
aktarılmasını sağlamıştır. Bu nedenle bilişim sistemleri, içinde yer aldığı
organizasyon ve bulunduğu çevredeki, konular, yerler ve insanlar hakkında
önemli bilgilere sahiptir. Bilindiği gibi bilgi, kişisel ve örgütsel kararların
temelini oluşturur. Çünkü kişisel ve örgütsel hedeflere ulaşmak için,
organizasyonun her aşamasında bilgiye ihtiyaç duyulsa da her bilgi
kullanıcısının bilgi ihtiyacı, birbirinden farklılık göstermektedir.
Ekonomik
faaliyetlerde bilginin artan etkisi, önemli bir bölümü bilgiye dayalı olan
ekonomilerin bilgi ekonomisi olarak tanımlanmasını gündeme getirmiştir. Bu
süreç üretim faktörlerindeki basit bir değişiklik olmayıp, bilgi yoğun üretimin
yapıldığı, nitelikli insan faktörünün ve hayat boyu eğitimin ön plana çıktığı,
bilginin ve ticaretin internet gibi elektronik ağlar aracılığıyla yapı
değiştirdiği bir ortamda toplumun ekonomik, sosyal ve kültürel olarak gelişme
kaydetmesini sağlayan kapsamlı ve kalıcı bir dönüşümü ortaya çıkarmış ve bu
gelişmeler sonucunda şekillenen yeni toplumsal yapı, bilgi toplumu olarak
tanımlanmaya başlanmıştır.([1])
2.BİLİŞİM
TEKNOLOJİ KAVRAMI
Bilişim
teknolojisi, bilginin toplanmasında, işlenmesinde, depolanmasında, ağlar
aracılığıyla bir yerden bir yere iletilip kullanıcıların hizmetine sunulmasında
kullanılan iletişim ve bilgisayarlar dâhil bütün teknolojileri kapsayan
teknolojilerdir.([2])
Bilişim teknolojisi kavram incelendiğinde, bu kavram ile; kuruluşlara bilgi
sağlamak için kullanılan ve hızla gelişmekte olan araçların (bilgisayar, veri
toplama araçlar, ağ ve iletişim araçları), uygulamalar ve hizmetlerin tamamının
kastedildiği görülmektedir.([3])Bilişim
teknolojisi iletişim ve bilgisayar sistemleriyle bağlanabilen bilgi
hizmetlerinin tamamı için kullanılan bir kavramdır. Yani bu kavramı sadece
bilgisayar donanım ve yazılımlarıyla sınırlı tutamayız. Bilişim teknolojisinin
dört temel kategorisi bulunmaktadır.[4]
1. Yazılım
2. Hizmetler
3. Donanım
4.
Ekipmanlar
Bilişim
teknolojileri devrimsel nitelikli değişimlere neden olmaktadırlar. Bu
teknolojiler, ülkelerin birinci veya üçüncü sınıf olmalarını belirleyecek kadar
büyük bir öneme sahiptirler. Bilişim teknolojileri vasıtasıyla bilgiler
istenilen noktalara geleneksel yollardan milyonlarla ifade edilebilecek bir
oranda daha hızlı ulaştırılabilmektedir. Bilişim toplumunun yolunun açılması ve
gerçekleşmesi, "içerik" (bilgi) ve ''teknoloji"nin (bilgi teknolojisi)
bütünleşmesiyle sağlanacaktır. Bilişim teknolojisinin altyapısı bilgisayar ve
diğer iletişim araçlarına dayanır ancak bu teknolojide insani unsuru yok
sayılamaz. Bu teknolojiyi yarısı donanım, yarısı yazılımdan oluşan bir elmaya
benzetirsek; insanı da bu elmanın oluşumunu sağlayan özsuya benzetebiliriz.
Zira donanımın da yazılımın da geliştirilmesi insanın yaratıcılığına ihtiyaç
duymaktadır. Bu teknolojiler esasen insan aklının yansımasından başka bir şey
değildirler. Bilişim teknolojisi, yaşamımızın her alanında her türlü işimizin
yapılmasında bize yardımcı olmakla beraber bizi birçok angaryadan da
kurtarmaktadır. Yani bize özümüze daha fazla zaman ayırma ve yoğunlaşma imkânı
ermektedir. Buna imkân bulmuş insan zekâsının daha neler başarabileceğini hayal
etmek bile gerçekten zordur.
Bilişim
teknolojisi diğer bütün disiplinler ile ilgidir ve bunun neticesi olarak çok
farklı biçimlerde uygulanarak bize sınırsız bir etki ve gelişme olanağı
sunuyor. Bilişim teknolojileri, bilişim toplumunun hammaddesi olan bilgiye istenildiği
zaman ve mekânda hızlı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Bununla da yetinmeyip
sürekli olarak yeni bilgilerin üretilmesine aracılık ederler. Bu teknolojilerle
birlikte toplum yeniden şekillendirilmektedir. Tarım toplumunda dönüşümün
motoru saban, sanayi toplumunda buhar makinesi, bilişim toplumunda ise
bilgisayardır. Bilgi akış hızının artması beraberinde, bilim, teknoloji ve
üretim üçgenin çevrimini hızlandırmaktadır. Bilişim teknolojileri yeni ekonomik
yapının kaynağını oluşturmaktadır.
3.BİLİŞİM
TEKNOLOJİLERİNİN DENETİMDE KULLANILMASI
Bilgisayar
destekli denetim teknikleri 1960’lardan beri sürekli gelişmektedir: 1960 ’larda
ICL1900 gibi ana bilgisayarların ortaya çıkmasıyla çok sayıda bilginin
elektronik olarak saklanması mümkün hale geldi. Veri girişine/elde edilmesine
ilişkin metotlar oluşturuldu. Ayrıca büyük dosyaların hızla incelenmesi de
olanaklı hale geldi. Denetim raporlarından, bir dosyanın güvenilirliğinin
kanıtlanmasında yararlanılmaya başlandı. Ayrıca endeksleme, toplam alma ve istisnaî
raporlama gibi verilerin basit şekilde incelenmesi/belli amaçlar için
kullanılması da olanaklı hale geldi.
1. Veri transferinin gelişmesiyle bu
uygulamalar daha fazla yaygınlaştı. Denetlenen kuruluşun verilerini uzaktan inceleme
olanağı doğdu. Veri saklama (manyetik teypler, disketler (floppy), bir modem
bağlantısı yoluyla ana bilgisayarda incelenmesi gereken farklı dosyalar
oluşturulmasını sağladı. George ve VME gibi işletim sistemlerinden
yararlanılarak derlenen inceleme/örnekleme uygulamalarını sürdürülebildi.
2. 1980’lerde, masa başı kişisel
bilgisayarların ortaya çıkması, muhasebe amaçlı yazılımların gelişmesini
sağladı. Muhasebe ile ilgili bütün defterler elektronik olarak tutulabildi ve
endeksleme, toplam alma, istisnaî raporlama gibi karmaşık uygulamalar daha
kolaylıkla yürütülebildi. MS-DOS gibi işletim sistemlerinden yararlanan kişisel
bilgisayarların uyumluluğu, dosyanın daha kolay transfer edilebilirliğini
sağladı ve denetçiler denetim dosyalarına daha kolay erişebildi.
3. Kişisel bilgisayarların hızı
ve kapasitesi daha fazla arttığından çok daha fazla sayıda dosya
işlenebiliyordu. Dosyaların sistemden sisteme ve bilgisayardan bilgisayara
aktarılabilesi amacıyla yazılım ve donanım geliştirildi.
4. Muhasebe yazılımına paralel
olarak dosya inceleme yazılımı geliştirildi. 1980’lerin sonunda IDEA ve ACL
gibi araçlar kişisel bilgisayardaki dosyaların incelenmesi için geliştirildi.
Şirketler de bilgisayar programlama dillerinden yararlanarak daha önceki ana
bilgisayar incelemelerine benzeyen inceleme yolları yazmaya başlamışlardı.
5. Bu eğilim, kişisel
bilgisayarların muhasebe ve dosya incelemesine yönelik başlıca araç haline
geldiği 1990’lara dek sürdü. Dosya uyumluluğu, çoğu dosya formatına ulaşabilen
Windows ve Win95 programlarının gelişmesiyle birçok paketi standart hale
getirmeyi sürdürdü.([5])
Devamlı
gelişen bilgi teknolojileri ve artan bilgisayar kullanımı, denetçilerin,
denetim sürecinde elde edecekleri denetim kanıtlarının bir kısmının elektronik
ortamda elde etmesini zorunlu hale getirmiştir. Bu durum, ortak bir “elektronik
delil kavramının” geliştirilmesini ve bu kavramın meslek standartları içerisine
dâhil edilmesini gerektirmiştir. “The American Institute of Certified Public
Accountants (AICPA)”nın, “Denetim Standartları Kurulu” tarafından çıkarılan 80
no’lu denetim standardı tebliği, (Satatement on Auditing Standarts-SAS- No.80)
ve delillendirme ile ilgili 31 no’lu denetim standardında değişiklik
(Amendmentto SAS No.31) yapan tebliğ ve “Bilgi Teknolojisi Çağında
Delillendirme Sorunu” isimli denetim süreciyle (AuiditingProceduresStudy)
ilgili yayınlamış olduğu çalışma ile denetçilere 80 no’lu tebliğ hükümlerinin
uygulanması konusunda yardımcı olmaya çalışmıştır. AICPA’nın bilgisayarlı
denetim ile ilgili denetim alt komitesi de (Computer Auditing Subcommittee-CAS)
finansal tabloların denetiminin planlanması sırasında denetçilerin dikkate
alması gereken 11 temel bilgi teknolojisi üzerinde çalışmaktadır (Helms ve
Mancino, 1998; 48). ([6])
AICPA
tarafından çıkartılan bu standartlardan ilki, SAS No: 80’dir. Bu standart
içerisinde yer alan maddeler, denetçilerin, elektronik bir formatta denetim
işlemlerini gerçekleştirebilmelerinde önemli bir konu olan “delile dayanma”
konusunda ortak bir kavram geliştirilebilmesini sağlamıştır. Denetçiler, alan
çalışmalarının bir kısmını oluşturan “yeterli ve doyurucu denetim kanıtı elde
etme” gereğini yerine getirmeye çalışırken, firmaların düzenledikleri finansal
tablolarda yer alan verilerin altında yatan yönetim öngörülerini de
değerlendirmeye çalışmalıdırlar. SAS No: 80, finansal verilerin altında yatan
temel faktörler ve ilave destekleyici bilgiler ile denetim kanıtı arasında
temel bir ilişki kurmaya çalışır. Ancak denetim kanıtlarının doğasında meydana
gelen değişimleri içermez (AICPA,1997). ([7])
Elektronik
kanıt denetçinin yapacağı değerlendirmelere yeni açılar ekler. Örneğin,
sistemin ürettiği ve kontrol ettiği kanıtların güvenilirliği gibi. Elektronik
kanıt, genelde, oluşmasını sağlayan bilgi teknolojisine bağlıdır. Ayrıca
raporların basılması gibi konularda da geleneksel kanıtların üretimine yardımcı
olacaktır. Satın alma emirlerinin elektronik ortamda işlenmesi elektronik
kanıtların oluşmasını sağlayacaktır. Bu emirin bilgisayar sistemi içerisinde
onaylanması yeni elektronik kanıtların oluşumuna neden olacaktır.
Denetim
süreci içerisinde yer alan veriler gittikçe elektronikleşirken, denetçilerin,
bu verilerin geçerliliğini, güvenilirliğini ve eksiksizliğini test etmeleri
gerekmektedir. Özellikle 80’no’lu standart, denetçilerin, müşterilerinin önemli
ölçüdeki elektronik bilgi içeren gönderi, süreç ve girişlerini, elektronik
kanıtlarının sağlıklılığı açısından test edilmesini istemektedir. Böylece
olumlu veya olumsuz denetçi görüşü ortaya çıkacaktır. Esas (defter-i kebir gibi
muhasebe defterleri) veya ikincil muhasebe defterleri, elektronik fon
transferleri (EFT), gönderilen faturalar, anlaşmalar gibi bilgilerin hepsi de muhasebe
verileri içermektedir. Ayrıca, bu belgelerin bir kısmı, sadece elektronik
formda alınabilmektedir. ([8])
4.MUHASEBE
MESLEĞİ, BİLGİ TEKNOLOJİSİYLE YOK OLMAYA MI GİDİYOR
Bilgi teknolojilerinin gelişmesi aynı zamanda çeşitli mesleklerin ortadan
kalkmasına da neden olmaktadır. Bilgi teknolojisinde ortaya çıkan data
yazılımlarının gelişmesi bir taraftan çalışma biçimini değiştirirken diğer
taraftan bilginin ve bilgi teknolojilerin üretim güçlerinin de dönüşümüne neden
olmaktadır. Mesleklerin ortaya çıkması gibi ortadan kalkması da bir dönüşümün
ortaya çıkmasıyla oluşmaktadır.Peki, günümüzde meslekleri tehdit eden nedir.
Bilgi teknolojilerinde ortaya çıkan yazılım algoritmalarının gelişim düzeyi
yapay zekânın ortaya çıkmasına neden oldu.
Üretimin robotlara devredildiği ve yapay zekânın insanların yaptığı pek çok
işte kullanıldığı biliniyor. Uzmanlara göre önümüzdeki yıllarda işsizlik sayısı
giderek artacak ve bazı meslekler yok olacak.Yok olacak meslekler içerisinde
biride muhasebe mesleğidir. Muhasebe ile yakından alakalı olan hesaplamalar ve
parasal işlemler giderek dijital dünyanın hâkimiyetine giriyor. Tüm hesapların
bilgisayar kaydı altında gerçekleştirildiği ve analizlerin bilgisayarlar ve
çeşitli programlar aracılığıyla yapıldığı düşünülürse yakın gelecekte
muhasebeciler ve analistler işsizlikle karşı karşıya kalacak.[9]
Birçok mesleğin yok olmaya yüz tutması bu alanlarda istihdam edilen iş
gücünün ne yapacağına kilitlenmektedir. Birçok üniversite geleceğin nesillerini
yeni gelişen meslekler için eğitim için bölümler açmaktadır. İş Kur kod yazım
kursları açarak genç neslin gelişen ekonomik isteme ve iş gücünün
hazırlanmasını sağlamak rekabetçi ve verimli bir ekonomik sistem kurma çabası
içerisine girmektedir.
Hal böyle iken Ülkemizde Muhasebe mesleğine yöneliş ve giriş, yaşanan
işsizlikle birlikte had safhaya ulaşmıştır. Üniversitelerde mesleğe giriş
bölümleri (İİBFve Hukuk Fakülteleri) hızla çoğalmaktadır. Buralarda verilen
klasik eğitim düzeyi günümüzü anlamada ve geleceğe çözüm üretecek düzeyde henüz
değildir. Meslek örgütleri yeterli düzeyde ülkenin ekonomik ve sosyal yapısını
anlama düzeyinde bir birikime sahip değildir. Üretim biçiminin ve üretim
araçlarının değişiminin meslektaşlar üzerindeki etkileri konusunda herhangi bir
çalışması da yoktur. Bilgi teknolojileri, iş yapma biçimini kolaylaştırırken
yüksek derecede nitelikli bilgi yoğunluğu istemektedir. Bilgi girişi, analiz ve
sonuçlarının doğru sunumu algoritmik işlemler ve data yazılımı (yapay zeka) bu
hızla giderse çok da uzak olmayan bir zamanda muhasebe mesleğini tehdit eder
hale gelecek hatta ortadan kaldırabilecektir.
E- Maliye
dönüşüm planı içerisinde mesleğimizde hızlı değişimler olmaktadır. “E-Dönüşüm
ilk olarak 2003-2004 yılı eylem planında ‘Vergi beyanı, tahakkuku ve
ödemelerinin elektronik ortamda yapılması’ şeklinde açıklanmış, 2005 tarihinden
itibaren de elektronik beyanname ile uygulanmaya başlamıştır. Daha sonra ise
elektronik fatura ve elektronik defter olarak iki önemli hedef belirlenmiştir.
E-Dönüşüm, işletmelerin muhasebe düzenlerini büyük ölçüde etkilemiş ve
değiştirmiştir. Bu etkiler kayıt, defter, belge ve arşiv gibi alanlarda
muhasebe sisteminin elektronik ortama aktarılması şeklinde gerçekleşmiştir. E
dönüşümün Muhasebe mesleğine etkileri;
·
Kayıtlara etkisi,
·
Belgeleye etkisi,
·
Arşive etkisi,
·
Raporlamaya etkisi,
·
Personele etkisi”,
Açısından
ele alınmıştır.[10] Bu
kolaylılar sağlanmış olsa bile muhasebe mesleğinin tanımı açısından gelinen
bilgi teknolojileri (yapay zeka vb uygulamalar )açısından çok daha ileri bir
noktaya gelinmiştir.
Her ne kadar 23.06.2018 tarih 30457 sayılı RG’ de yayınlanan Türkiye Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirler Ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği Sürekli
Mesleki Geliştirme Eğitimi Yönetmeliğinde, ana başlıklar halinde
bazı konular yazılmış ve amacı” Serbest Muhasebeci Mali
Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin, yaşam boyu öğrenme sürecini
benimsemelerini, uzmanlık alanları, üst unvanlar ve yeni iş alanları için
hazırlanmalarını, uygulama, mevzuat ve yöntem bilgilerinde yeterli ve yetkin
olmalarını, müşterilerine ve diğer paydaşlara yüksek kaliteli hizmet sunmaları
için mesleki yetkinliklerini artırmalarını ve geliştirmelerini sağlamak;
sürekli mesleki gelişim fırsat ve kaynaklarına erişimlerini kolaylaştırmak;
kamu çıkarının korunması ve kamu güveninin sağlanması için mesleki
yeterliklerini geliştirmek ve korumak; mesleki standartlar ile etik kurallara
uyumunu tesis ve teşvik etmek üzere gerçekleştirilecek katılımı zorunlu eğitim
faaliyetlerini, bu faaliyetlerin gerçekleştirilme yöntemlerini, zorunlu eğitim
faaliyetlerine katılmama halinde uygulanacak yaptırımları belirlemektir.” şeklinde
belirtilmiş olsa da mesleğin sürdürülebilir olmasını
sağlayamayacaktır. Bilgi teknolojilerindeki gelişmelerin önüne geçemeyecektir.
TÜRMOB
gelini anlamada ve buna çözüm üretmede meslek mensuplarını sadece sistemin bir
parçası haline getirme ve bunları devletin dönüşümünde ücretsiz işçi olmalarına
itiraz etmemiş bundan kısa dönemde fayda sağlayacağı konusunda yanılmıştır.
Meslek mensupları teknolojik dönüşümde sadece elektronik araçları sağlayan ve
bunlara belge kayıt yapan olarak düşünülmüştür. E-Dönüşüm hızla sürmekte
e-fatura, e-defter gibi kayıt sisteminin alt yapısının oluşturulmasının zaman
içerisinde daha da gelişeceğidir. Örneğin gerçek kişilerin T.C. kimlik
numarası üzerinden gelir ve giderlerin, tüzel kişiliklerin vergi veya mal ve
hizmetin türüne göre barkot numarası üzerinden yerinde kayıt sistemi
oluşturulabilecektir. Bu basit bir data yazılımıyla doğrudan
yapılabilecek işlemler haline gelmiştir. Zaten E-Dönüşümde muhasebeciler hızla
veri sağlayıcılar(operatör) konumuna gelmektedirler.
Muhasebe
mesleği teknolojideki değişimle(yapay zekânın da gelişmesiyle) ortadan kalkmaya
hızla aday bir meslek olarak durmaktadır.
5.SONUÇ
Bilgi
teknolojilerindeki hızlı gelişim üretim biçimi ve üretim araçlarının
kullanımında bir dönüşüm sağlamaktadırlar. Bu üretim araçları hayatı bazen
kolaylaştırırken, bezende yıkıcı etkiler ortaya çıkarmaktadır.
Muhasebe
mesleği açısından da ilk zamanlarda gelişen bu teknolojiden yararlanmış, temel
iş yapma biçimlerini değiştirerek zaman ve maliyetten önemli ölçüde fayda elde
etmiştir. Son zamanlardaki bilgi teknolojilerindeki gelişmeler sadece muhasebe
mesleğinde değil hayatımızda önemli değişiklikler yapacak düzeye gelmiştir.
İnsan beyninin faaliyetlerinin keşfedilmesiyle, yazılım algoritmalarında önemli
değişimler oluşmuştur. Yapay zekânın gelişim seyri bir çok mesleği tehdit eder
hale gelmiş hatta ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Bu konu üzerine kafa
yoran insanlar ortadan kalkacak mesleklerin başında muhasebe mesleğinin
geldiğini ifade etmektedirler.
Dijitalleşme
sürecinde iş hayatında yaşanacak değişimler mesleğin yeniden ele alınması ve
yeniden uygun sonuçlar ortaya çıkaracak şekilde düzenlenmesi önem arz
etmektedir. Binlerce insanın iş yaptığı ve nitelikli bir meslek olarak gördüğü
sosyal bir alanın ortadan kalkması yeni toplumsal sorunlar da ortaya
çıkaracaktır. Devlet-İşveren ve Meslek örgütlerince bu gelişmeler dikkatice
yeniden ele alınmalı bu mesleğe gireceklerin eğitimini yeniden düzenleyerek
günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi konusunda hemfikir olmaları
kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır.
TÜRMOB’un
XX. Türkiye Muhasebe Kongresindeki arayışlarında bu mesleği icra edenler için
yeni bir arayış toplantısı olması, sonuçlarının sadece konuşmak değil, aynı
zamanda geleceği anlamada ve anlamlandırmada bir yol açmasını beklemek
olmaktadır.
KAYNAKÇA
1. T.C Başbakanlık DPT”
9.Kalkınma planı”, 2007-2013.
2. Yaşar Tona,”Bilgi toplumu ve Bilgi
Teknolojisi” Türk Kütüphaneciliği 13(4):363-375,
1999(12.11.2011),http://yunus.hun.edu.tr/-tonta /yayınlarbiltop99a.htm
3. Orhan Güvenen”,Küreselleşme
Sürecinde Bilgi Teknolojileri ve Bilgi Sistemleri Stratejileri,” DPT,
Ön Çalışma Raporu, İstanbul, 1998.
4. Sönmez Pamuk,”Dünya Parmağınızın
Ucunda”, 1 bs, Ankara, Akyıldız Bilgisayar Yay.,1999.
5. Çevirim; http://www.sayistay.gov.tr/yayin/yayinicerik/hiz09bildesdentek.pdf
(Erişim 25.11.2011).
6. Cengiz Toraman,”Gelişen Bilgi
Teknolojilerinin Denetime Etkisi” Mali Çözüm Dergisi, S,60
S.3,2002.
7. Çevirim:
http://www.hurriyet.com.tr/galeri-yakin-gelecekte-bu-meslekler-yok-olabilir-40612106?p=2,02.10.2018
8. Çevirim: http://journal.mufad.org.tr/attachments/article/920/4.pdf,
03.10.2018
Etiketler: DEĞİŞİM, DİJİTALLEŞME, İŞ HAYATI, MESLEK, MUHASEBE, MUHASEBE MESLEĞİ, YAPILANMASI, YENİ, YENİDEN
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa