10 Haziran 2025 Salı

“TÜRKİYE SİYASETİNDE LİDERLİK YENİDEN TANIMLANIYOR: ÖZGÜR ÖZEL VE DUYGUDAŞLIK SİYASETİ”

 

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in talihsiz bir şekilde ölümü, isyaset dünyasında ve toplumda yeni olana karşı bir duygu dünyası yaratı. Yerel anlamda halkla hemhal olmuş, onların dertleri ile dertlenmiş, sevinçleri ile toplumsal bir kaynaşma yaratmış bir belediye başkanına, ölümünün ardından onbinlerce insanın gösterdiği duygudaşlık son zamanlarda bir siyasetçiye gösterilen ve nasip olan  az sayıda bir örnek oluşturmaktadır.

CHP genel başkanı Özgür Özel’in hemşerisi olan, aynı zaman diliminde yaşamış olmaları ve mekan ve zaman bağlılığı nedeniyle belediye başkanı ile özel bir duygu bağı oluşturmuştur. Ancak CHP genel başkanının sergilemiş olduğu insani duygular toplumda bir duygu yoğunlaşmasına ve yeni bir özel bağın oluşmasına neden olmuş gözükmektedir.

Ülkede yaşanılan gerilim ortamında sorunların gittikçe toplumsal kesimleri zorlaması, çok sayıda belediye başkanının tutuklanması nedeniyle siyasetteki fay hatlarının enerji kat sayısını artırması, CHP genel başkanın da liderlik vasıflarının sorgulanmasını gündeme getirmekte idi.

Zor durumlarda liderlik göstermek,  siyasette deneyim kazanarak liderliğini pekiştirmek ya da sorunlar altında ezilerek yok olmak ikilemi ile karşı karşıya gelemekte.

Bu yaşanılan sorunlara bir bütün olarak bakıldığında son zamanlarda iki farklı liderlik fonkisyonunun ortaya çıkmasına ve karşılaştırılmasına neden olmaktadır.

Siyaset, uzun yıllar boyunca “güçlü adam” figürüyle tanımlandı. Sert duruş, az konuşma, çok karar verme... Liderlik, çoğu zaman halkın üzerinde yükselen bir kule gibi algılandı. Oysa çağ değişiyor. İletişim ve ulaşım her şeye kolayca ulaşılmasına, değer yaratmanın güçleşmesine neden olmaktadır.Toplum artık sadece güçlü değil, yakın, ulaşılabilir ve duygudaş liderler arıyor.

  Empatik, duygularını paylaşan, “bizden biri” olan lider

  Duygularını kontrol eden, mesafeli ama güçlü ve kararlı lider

Özgür Özel’in “yoldaşlarıyla aynı duyguları paylaşan”, “acıyı ve sevinci halkla birlikte yaşayan” bir lider profili çizmesi, duygudaşlık ve yakınlık kurmaya yönelik bir stratejidir. Bu tarz liderlik, özellikle demokratik toplumlarda ve halkın siyasetçiden samimiyet ve ulaşılabilirlik beklediği dönemlerde, toplumsal buluşmayı kolaylaştırabilir.

  • Bu yaklaşım, seçmenle duygusal bağ kurar.
  • İnsanlar “o da bizim gibi düşünüyor, hissediyor” diyerek güven duyar.
  • Toplumda kutuplaşma azaldığında, bu tip liderlik daha etkili olur.

Tarihsel olarak, kriz zamanlarında toplumlar çoğu zaman:

  • Güçlü,
  • Soğukkanlı,
  • Duygularını kontrol eden,
  • “Çözüme odaklı” liderleri tercih edebilir.

Bu tip liderlik, özellikle istikrar, güvenlik, ekonomik reform gibi somut adımlar beklendiğinde daha çok destek bulur. Çünkü halk, “kararlılık ve yön gösterme” arar.

Peki hangi liderlik daha etkili?

Bu, toplumun ruh haline ve dönemin ihtiyaçlarına bağlı:

Dönem / Toplumsal Hava

Etkili Liderlik Tipi

Travma sonrası, yıkım, yas

Empatik, duygusal, halkla bütünleşen lider

Ekonomik kriz, güvenlik kaygısı

Güçlü, mesafeli, çözüm odaklı lider

Demokrasiye geçiş / genç kuşak etkisi

Samimi, açık iletişimci lider

Otoriter yönetim sonrası

Duygu paylaşan, insan odaklı lider

Özgür Özel’in yaklaşımı, Türkiye'nin mevcut siyasi ikliminde, özellikle duygusal kutuplaşmadan yorgun düşmüş, daha insani siyaset isteyen kesimlerle buluşmayı kolaylaştırabilir.

Bu dönüşümün Türkiye’deki güncel karşılığı, hiç kuşkusuz Özgür Özel’dir.

Özgür Özel’in liderlik anlayışı, son yaşanılan olaylara karşı gösterdiği tutum, klasik siyaset ezberlerini bozan bir çizgiye oturuyor. O, halkın karşısında değil, yanında durmayı tercih ediyor. Uzaktan bakan değil, acıyı ve sevinci halkıyla birlikte yaşayan bir lider. Ferdi Zeyrek’in cenazesinde gösterdiği içten duygular, birçok kişiye sadece bir siyasetçiyi değil, bir yoldaşı, bir dostu hatırlattı.

Bu sahne, Türkiye siyasetinde nadir rastlanan bir kırılma anını göstermektedir:
Liderlik artık gözyaşını saklayan değil, gerektiğinde gösteren bir cesaret meselesidir.

Siyaset duygusuzlaştıkça toplumla bağlarını yitiriyor. Kutuplaşma arttıkça ortak bir duygu zemininde buluşmak zorlaşıyor. İşte tam bu noktada Özgür Özel’in tarzı, sadece bir muhalefet lideri değil, toplumun vicdanını temsil eden bir figür olarak anlam kazanıyor.

Eleştirilebilir elbette. “Lider duygularını kontrol etmelidir” diyenler çıkacaktır. Fakat bir liderin güçlü olması ile insani olması arasında çelişki yoktur. Hatta günümüzün en etkili liderleri, bu iki unsuru birlikte taşıyabilenlerdir.

Özgür Özel'in çizdiği profil, belki de yeni bir liderlik paradigmasının habercisi. Kararlarında rasyonel, duruşunda kararlı; ama aynı zamanda yüreğinde halkının acılarını taşıyan bir lider.

Toplumun beklediği artık tek başına güçlü olan değil, kendisine güç veren bir toplumla bütünleşebilen liderdir. Özgür Özel, tam da bu nedenle toplumda yarattığı birlik, kardeşlik, vefa, dostluk vb. değerler açısından dikkatle izlenmeli. Çünkü onun liderliği sadece bir siyasal pozisyon değil; aynı zamanda duyguların siyasette yeniden meşrulaşmasının adı olabilir.

SONUÇ:

Bugünün Türkiyesi, sadece kriz çözen değil; halkıyla birlikte üzülen, umutlanan, gülen bir liderlik anlayışına ihtiyaç duyuyor. Bu yaklaşım toplum karşısında kendi derdi ile dertlenen, neşe ve sevinciyle birleştiren bir lidere çok daha ihtiyaç duymaktadır. Toplumun her kesiminin yaşadığı umutsuzluk duygusu, yeni bir umut, yeni bir heycan, yeni bir gelecek yaratılmasında önemli bir yön gösterebilir.

Belki de gerçek güç, halkın yüreğinde yer bulabilmektir.

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa