SİYASETTE BARDAĞIN DOLU TARAFINI GÖSTERMEK
Hizmet
çeşitliliğinin sürekli arttığı toplumlarda, siyasi partilerin vermiş oldukları
vadelerin devamlılığını takip etmek çok zor olmaktadır. Gündelik hayatın akışı
içerisinde sürekli değişen ihtiyaçların farklılığı, söylenen sözün ağırlığını
da yitirmesine neden olmaktadır. Siyasal söylemlerin çokluğuna paralel olarak,
siyasi partilerinde çokluğu, seçmenlerin karar vermesinde zorluklar ortaya çıkarmaktadır.
Siyasi
partilerin kendi programlarında yazmış oldukları ülke tahayyülü, seçmenlere
ulaşım stratejilerini belirlerken doğru hedeflemeler yapması ve bu hedeflerimeler
doğrulusunda uygun dilin kullanılması, vazgeçilmez olarak ortaya çıkmaktadır.
Tüm
bu faktörlerin en önemli belirleyicisi ise hiç şüphesiz seçmenlerin kendisidir.
Dolayısıyla seçmenlerin ekonomik, kültürel, sosyal, bireysel ve psikolojik durumları
siyasi partilerin çalışma kapsamında yer almaktadır. Şüphesiz ki, seçmenlerin oy verme davranışlarında
çok farklı faktörlerin etkin olması yanında, sürekli değişen çevresel
koşulların, seçmenlerin günlük ihtiyaçlarının aciliyeti karar vermelerinde önemli
şekilde etkilemektedir.
Siyasal
patilerin ülke tahayyüllerini topluma anlatırken en önemli unsurlardan bir de
hem kendi parti üyelerini, hem de seçmenleri motive edebilme kabiliyetinde
yatmaktadır. Motivasyon için, insan çabasının hareket kazanması, yönlendiren
bir süreç ve davranış, insan davranışını değiştirme yeteneği olarak birkaç
tanımı sıralanabilir.
Siyasi
partiler bir bütün olarak bir organizasyon olarak, bu çabaları gösterirken
bunların genel başkanları üzerinde cisimleşen liderlik pozisyonları ve
yetenekleri de ortaya çıkmaktadır. Liderlik tanımları çok çeşitli şekillerde ve
çeşitlerde yapılmaktadır. Burada AK Parti siyasetine ait değerlendirmelerde
bulunacak olmamız nedeniyle Recep Tayip Erdoğan üzerinde liderlik konusunu ifade
edeceğim.
Tayip
Erdoğan üzerine yapılan liderlik çalışmalarında ortaya konan Karizmatik, Hizmetkâr
ve Babacan liderlik tiplerine uygun olduğu kanaati daha yatkın olarak ele
alınmaktadır. Hizmetkâr lider, güvenip kendilerine liderlik etme erkine layık
gören takipçilerine üst düzey bağlılık ve minnet duyar. Lider-takipçi ilişkisi
güçten kaynaklanan bir ilişki değil, kalbi bir bağlılıktır. Lider gücünü
izleyenlerinde hiçbir fark gözetmeksizin yalnızca hizmet etmek için kullanır.
Liderin motivasyonu takipçilerinin refahı ve mutluluğudur. Karizmatik liderin
sahip olduğu yüksek etkileme kabiliyeti, risk alma ve kriz yönetimi, özgüven
gibi özellikler. Erdoğan’ın söylemlerinin ise yapılan incelemeler ışığında
babacan ve hizmetkâr liderliğe ait özellikleri gösterdiği görülmektedir.[1]
Tayip
Erdoğan’ının yukarıda sayılan özellikleri ne kadar etkileyici bilinmez ama
siyaset yapma tarzına bakınca bir karşılığının olduğu da yadsınamaz. Bunu örnek
olacak çok sayıda verinin olduğu da görülmektedir. Pozitif algının siyaset
yapma tarzında etkili olduğu, kullandığı dil seçiminden ve kitlelere
ulaşmasından aldığı siyasal sonuçlarla kıyaslandığında bir değerinin olduğu
gözükmektedir.
M.Bilge
Çığın ve O.Kuşat Acar’nın makalesinde ele aldığı söylemlere bakıldığında,
kullandığı kelimelerin seçiciliğinden iletişim kurduğu toplumsal kesimlerle
nasıl bir bağ kurduğu anlatılmaktadır. Dönemin özeliklerine göre öne çıkma
açısından farklılıklar gösterse de en fazla kullandığı kelimeler, Ak Parti/Biz
vurgusu, millet, eşit ağırlıkta kullanılan iki kelime “artık” ve “kardeşlerim,
bugün( Bir değişim sürecinin başladığı, “bugünün”
bir dönüm noktası olduğu vurgulanmıştır) kelimeleridir.
Bütün
bunlara rağmen pozitif bir dil kullanmak, toplumsal kesimlerde halk arasında
kullanılan bir deyim gibi sürekli” bardağın
dolu” tarafını göstermek olarak da bir karşılık bulmaktadır.
Tayip
Erdoğan’ının toplumsal tahayyül olarak vaat ettiği birçok şeyi
gerçekleştirmemesine rağmen, küçük bir kısmını gerçekleştirdiğinde sürekli
vurguladığı “ bunları yaptık, kalanı da
yapacağız” inşallah söylemi olmaktadır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 seçim
manifestosunu açıklarken "Ahdim olsun ki faiz, enflasyon ve cari açık
düşecek" demişti. Bu söylemi hiç tutmadı ancak bütün konuşmalarında aynı
şeyleri söylemeye devam etti. Aynı şeyleri dolar düşecek, seçimlerden önce AKP,
istihdam oranını 2023'e kadar yüzde 53'e, kadınların işgücüne katılım oranını
da yüzde 41'e çıkarma vaadinde bulunmuştu. Deprem konutların altı ay içerisinde
teslim edileceği vb. sayısız vaadi gerçekleşmemişken, konuşmaların hep
işsizliği düşürdük, şu kadar konut yapıyoruz, şu kadar teslim ettik. Bu
vaatlerinin hiçbiri söyledikleri şekilde gerçekleşmedi.
Tayip Erdoğan sürekli yapmış olduğu söylevlerinde bardağın dolu
tarafını göstermektedir. Bu toplumda bir şeylerin yapıldığı algısı ve imajı
yaratmaktadır. Bir bütün olarak ortaya koyduğu vaadin ne kadarını yapamadığı
üzerinden konuşmamaktadır. Muhalefetin bunları dile getirmesi toplumda olumsuz
karşılanmaktadır.
Sonuçta pozitif dil, bardağın dolu yanını göstermek toplumda
olumlu algılanıyor ve yaygın olarak kullanılan, yaparsa yine Erdoğan yapar
duygusunu oluşturuyor. Bu söylem muhalefeti de tahkim etmektedir, etkisi altına
almakta ve kendi gündemine hapis etmektedir. Muhalefetin bu söyleme karşı
alternatif bir dil oluşturarak kendilerinin tahayyül ettikleri toplumsal
projelerin anlatılması ve toplumda bu duygununun yerleşmesine uygun bir siyasal
stratejiye ihtiyacı gözükmektedir.
[1] Müzeyyen
Bilge ÇIRAGÖZ, Osman Kürşat ACAR, Recep Tayyip Erdoğan’ın Sahip Olduğu Liderlik
Tarzı: Balkon Konuşmalarının İçerik ve Söylem Analizi ile Değerlendirilmesi,
Kastamonu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Haziran
2021 Cilt: 23 Sayı:1,
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa