13 Nisan 2024 Cumartesi

MERKEZ BANKASI BAŞKANI KİRALIK EV BULAMAMIŞ !!!

 



Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, Hürriyet gazetesine verdiği röportajda “İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz" diye konuşmuş.

Merkez Bankası başkanı, aslında ne demek istiyor. İstanbul’da konut sorunu var. Bunu açıklarken de Türk Parasının, alım gücündeki erimesini ve buna karşın kiraların çok yüksek fiyatlara çıkmasını doğrudan ve açıkça söylemekte.

Konut sorunun birçok nedeni olmakla birlikte esas olarak kentlerde yaşayanların ihtiyacını karşılayacak sayıda konutun üretilmemesidir.  Tek başına bu değil elbette, kentlerde aratan nüfustur. Arz talep dengesinin olmamasıdır. Bu sosyo- ekonomik ve kentleşme sorunun altında tartışılabilecek derin bir konu.

Konut denilince değişik kesimler için neyi ifade etmektedir. Konut yapıp satanlar için iş olarak yapılan ve para kazanılan bir uğraşı. Konutu değişik amaçlar için alıp satanlar için spekülatif kârdır. Konutun yapılması için para sağlayanlar açısından elde edilecek bir faiz geliridir. Devlet için ise konut ballı börekli vergi kaynağıdır. Belediyeler için ise emlak vergisi ve kent rantın dağıtılması yanında, kentlerin yapısal oluşumunda ve kentsel yaşamın sürdürülmesinde temel bir varoluştur.

Konut sorunu sadece yoksulların değil aynı zamanda kentlerde yaşayan herkesin sorundur. Her kesim için sorun olsa da, çalışanlar açısından diğerlerine göre bir farklılık arz etmektedir. O da çalışanların, kentlerde nüfusun çoğunluğunu oluşturmasıdır. Çalışanlar, konut ihtiyacını diğer toplumsal kesimlere göre çok daha fazla hissetmesidir.

Üretilen konutların, konut ihtiyacı olan ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan çalışanların barınma ihtiyacını gidermek için üretilmediğidir. Yeni üretilen konutların yer seçimi yapılırken, Sosyo-ekonomik çevrelerin seçiminde daha korunaklı ve yeni yerlerin seçilmesi, boş konutların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yüksek maliyetler, finansman yokluğu, spekülatif amaçlı konut üretimi, çalışanlar açısından konuta ulaşamaz hale gelmesine neden olmaktadır.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2022 yılı sonuçlarına göre, en yüksek fert gelirine sahip %20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,3 puan artarak %48,0'a çıkarken, en düşük gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak %6,0 oldu. Gelir dağılımı açısından en düşük gelir elde edenler ile en yüksek gelir elde edenler arasında sekiz kat gelir fark ortaya çıkmaktadır.

Dar gelirliler ve çalışanlar, emek vererek ve tasarruf sağlayarak konut edinmesi neredeyse imkânsız hale gelmektedir.  Çalışanların konut sahibi olmasını sağlayan temel girdi, bankadan kredi kullanarak bir ev sahibi olması idi. Uygulanan ekonomik tedbirlerle çalışanlar cezalandırılarak, ucuz finansman sağlayacak banka kredilerine ulaşamaz olmasıdır.

Türk-iş Kasım 2023 açlık ve yoksulluk sınırı,  Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı)  14.025 TL’dir.  Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise ( yoksulluk sınırı) 45.686,81 TL’ ye çıkmıştır.

Ülkede izlenen ekonomik politikalarla, kırsaldan üretimden koparılan ve kentler göç ederek yığılan nüfusun konut alması imkânsıza yakın hale getirilmiştir.  Yüksek enflasyonun, kullanılan para birimi(TL de ki) alım gücünü de iyice yitirmesi, kiralık olarak barındıkları konutlardaki fiyat artışlarına yetişemez hale gelmiştir. Çalışanların ücret gelirlerini asgari ücrete eşitleyen politikalarda buna tuz, biber olmaktadır. Yabancılara satılan konutlar da arz talep ilişkisini etkileyerek, konut fiyatlarını artırdığı gözlenmektedir.

AKP Hükümetinin, Anaysa da yazdığı gibi sosyal bir hukuk devleti görevini yerine getirememesi ve vatandaşlarına barınma sorunu çözecek sayıda konut üretememesi, konut sorunu can yakıcı hale getirmektedir. Sosyal olaylara neden olmakta, toplumsal gerginlik artmaktadır. Sorun çözücü olmanın çok çok uzağında olan Hükümetin kira artışlarını yüzde yirmi beş ile sınırlaması ise tirajı komik ev sahibi- kiracı sahnelerinin yaşanmasına neden olmaktadır.

Konut açığı ve kiraların yüksekliği can yakıcı hale gelmiş, kiracı ve mal sahibi arasındaki ilişki bir aldatmacaya dönüşmüştür. AKP iktidarının Mayıs 2023 seçimlerine kadar uyguladığı ve yaklaşık 1,5 yıl süren ekonomi politikası emlak piyasasını da alt üst etmiş gözükmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan çok çarpıcı bir açıklama yapması da konut sorunun ne kadar derinlerde olduğunu göstermesi açısından en yüksek ağızdan dile gelmesini sağlamış, ancak herkes onun kadar şanslı olamamaktadır. Annesi, Babası olmayanlar ya da barınacak yerleri bulunayanlar çaresizlik içinde evsiz kalmaktadırlar.

 

 

 

 

 

 

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa