MERKEZ BANKASI BAŞKANI KİRALIK EV BULAMAMIŞ !!!
Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan,
Hürriyet gazetesine verdiği röportajda “İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu?
Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların
yanında kalıyoruz" diye konuşmuş.
Merkez Bankası başkanı, aslında ne demek istiyor.
İstanbul’da konut sorunu var. Bunu açıklarken de Türk Parasının, alım gücündeki
erimesini ve buna karşın kiraların çok yüksek fiyatlara çıkmasını doğrudan ve
açıkça söylemekte.
Konut sorunun birçok nedeni olmakla birlikte esas
olarak kentlerde yaşayanların ihtiyacını karşılayacak sayıda konutun
üretilmemesidir. Tek başına bu değil
elbette, kentlerde aratan nüfustur. Arz talep dengesinin olmamasıdır. Bu sosyo-
ekonomik ve kentleşme sorunun altında tartışılabilecek derin bir konu.
Konut denilince değişik kesimler için neyi ifade
etmektedir. Konut yapıp satanlar için iş olarak yapılan ve para kazanılan bir uğraşı.
Konutu değişik amaçlar için alıp satanlar için spekülatif kârdır. Konutun yapılması için para
sağlayanlar açısından elde edilecek bir faiz geliridir. Devlet için ise konut
ballı börekli vergi kaynağıdır. Belediyeler için ise emlak vergisi ve kent
rantın dağıtılması yanında, kentlerin yapısal oluşumunda ve kentsel yaşamın
sürdürülmesinde temel bir varoluştur.
Konut sorunu sadece yoksulların değil aynı
zamanda kentlerde yaşayan herkesin sorundur. Her kesim için sorun olsa da,
çalışanlar açısından diğerlerine göre bir farklılık arz etmektedir. O da
çalışanların, kentlerde nüfusun çoğunluğunu oluşturmasıdır. Çalışanlar, konut
ihtiyacını diğer toplumsal kesimlere göre çok daha fazla hissetmesidir.
Üretilen konutların, konut ihtiyacı olan ve
nüfusun çoğunluğunu oluşturan çalışanların barınma ihtiyacını gidermek için
üretilmediğidir. Yeni üretilen konutların yer seçimi yapılırken, Sosyo-ekonomik
çevrelerin seçiminde daha korunaklı ve yeni yerlerin seçilmesi, boş konutların da
ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yüksek maliyetler, finansman yokluğu, spekülatif
amaçlı konut üretimi, çalışanlar açısından konuta ulaşamaz hale gelmesine neden
olmaktadır.
Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2022 yılı
sonuçlarına göre, en yüksek fert gelirine sahip %20'lik grubun toplam gelirden
aldığı pay bir önceki yıla göre 1,3 puan artarak %48,0'a çıkarken, en düşük
gelire sahip %20'lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak %6,0 oldu. Gelir
dağılımı açısından en düşük gelir elde edenler ile en yüksek gelir elde edenler
arasında sekiz kat gelir fark ortaya çıkmaktadır.
Dar
gelirliler ve çalışanlar, emek vererek ve tasarruf sağlayarak konut edinmesi
neredeyse imkânsız hale gelmektedir.
Çalışanların konut sahibi olmasını sağlayan temel girdi, bankadan kredi
kullanarak bir ev sahibi olması idi. Uygulanan ekonomik tedbirlerle çalışanlar
cezalandırılarak, ucuz finansman sağlayacak banka kredilerine ulaşamaz
olmasıdır.
Türk-iş
Kasım 2023 açlık ve yoksulluk sınırı,
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli
beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık
sınırı) 14.025 TL’dir. Gıda
harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim,
sağlık ve benzeri ihtiyaçları için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam
tutarı ise ( yoksulluk sınırı) 45.686,81 TL’ ye çıkmıştır.
Ülkede
izlenen ekonomik politikalarla, kırsaldan üretimden koparılan ve kentler göç
ederek yığılan nüfusun konut alması imkânsıza yakın hale getirilmiştir. Yüksek enflasyonun, kullanılan para birimi(TL
de ki) alım gücünü de iyice yitirmesi, kiralık olarak barındıkları konutlardaki
fiyat artışlarına yetişemez hale gelmiştir. Çalışanların ücret gelirlerini
asgari ücrete eşitleyen politikalarda buna tuz, biber olmaktadır. Yabancılara
satılan konutlar da arz talep ilişkisini etkileyerek, konut fiyatlarını artırdığı
gözlenmektedir.
AKP
Hükümetinin, Anaysa da yazdığı gibi sosyal bir hukuk devleti görevini yerine
getirememesi ve vatandaşlarına barınma sorunu çözecek sayıda konut üretememesi,
konut sorunu can yakıcı hale getirmektedir. Sosyal olaylara neden olmakta,
toplumsal gerginlik artmaktadır. Sorun çözücü olmanın çok çok uzağında olan
Hükümetin kira artışlarını yüzde yirmi beş ile sınırlaması ise tirajı komik ev
sahibi- kiracı sahnelerinin yaşanmasına neden olmaktadır.
Konut
açığı ve kiraların yüksekliği can yakıcı hale gelmiş, kiracı ve mal sahibi
arasındaki ilişki bir aldatmacaya dönüşmüştür. AKP iktidarının Mayıs 2023
seçimlerine kadar uyguladığı ve yaklaşık 1,5 yıl süren ekonomi politikası emlak
piyasasını da alt üst etmiş gözükmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez
Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan çok çarpıcı bir açıklama yapması da konut
sorunun ne kadar derinlerde olduğunu göstermesi açısından en yüksek ağızdan
dile gelmesini sağlamış, ancak herkes onun kadar şanslı olamamaktadır. Annesi,
Babası olmayanlar ya da barınacak yerleri bulunayanlar çaresizlik içinde evsiz
kalmaktadırlar.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa