VERGİ
AFLARI MUHASEBE MESLEĞİNİN ANATOMİSİNİ BOZUYOR
Basına
yansıyan haberlere göre kapsamlı bir vergi affı daha yolda ve kısa bir süre
sonra yasallaşarak toplumun ve muhasebe mesleğiyle uğraşan muhasebecilerin
önüne gelecektir. Sıklıkla çıkarılan aflar güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve
öngörülebilirliği ortadan kaldırması nedeniyle muhasebe mesleğine haksız bir
şekilde darbe vuruyor. Toplumun adalet duygusunu, kanunlara uyanlar ile
kanunlara uymayanlar arasındaki toplumsal dengenin bozulmasında da sebep
oluyor.
Muhasebe
mesleği uzun bir eğitim ve uygulama süresi gerektiren bir uzmanlık alanıdır.
Herhangi bir meslek değildir. Sürekli kendisini yenilemesi gereken, ekonomi,
hukuk, sosyal politika, maliye, muhasebe vb. konularda kendini yetiştiren bir
meslek dalıdır. Eğitim; sadece teorik değil uygulamayı da gerektiren ve uzun
zaman alan bir süreçtir. Kendisini sürekli yenilemesiyle mesleki yapısından
kaynaklı hareketliliği barındıran bir süreç olması, sürekli değişikliliklere göre
yeniden kendini yenilemesi gereken bir meslektir.
Bir
mesleğin gelişmesi öncelikle toplumsal ihtiyaçların hâsıl olması, mesleğe gereksinim
durmasıyla doğrudan ilintilidir.
Toplumsal ihtiyaç, üretimle birlikte, üretilen mal ve hizmetlerin
ölçülmesi, sayılması ve tasnif edilmesini de gerekli görmektedir. Göreceli olan
zamanı, anlamlı bölümlere ayırarak geçmiş ve gelecek arasında ilişki kurmak ve
bunları karşılaştırarak, var olduğu anı ve maliyeti bilmek alınacak kararların
temel unsurdur.
Bir
ülkenin kaynaklarını kullanarak üretilen mal ve hizmetlerin istatistikî
verilerini tutmak zaman çizelgesinde göstermek, toplumsal gelişmenin ve diğer
ülkelerle karşılaştırmanın yapılarak gelişme düzeyinin görülmesini sağlamaya
hizmet etmektedir. Milli, gelirin tespit edilmesi, büyüme rakamlarının
belirlenmesi, devletin temel ihtiyaçlarının sağlanması için ortaya çıkarılan
artı değerden ve kimlerden ne kadar vergi alınmasının, kaynak dağılımının temel
verilerini de oluşturmaktadır.
Muhasebeciler,
görüldüğü gibi sadece bir tek işletmenin ticari kayıtlarını işleyerek anlamlı,
karşılaştırılabilir ve gerçek uygun verileri üretmiyorlar. Bir bütün olarak
ülkenin kaynaklarının tamamının istatistik verilerini de üretiyorlar.
Muhasebe
mesleğinin gelişmesi bir toplumun adil, eşit ve özgür olmasının temel
unsurlarını oluşturan adil gelir dağılımının kaynaklarının dağıtımının temel
kaynaklarını da ortaya çıkarıyorlar. Bu verileri ortaya çıkaran muhasebe
mesleğini yapan muhasebeciler hangi süreçlerden geçerek bu kadar yüksek bir
bilgi üretiyorlar. Toplum, bunun çok da farkında değil. Meslek örgütleri
muhasebe mesleğinin toplumsal karşılığının ortaya çıkarılması ve kamusal üretim
yaptıklarının anlatılması konusunda yeterli çabayı göstermiyorlar.
Muhasebeci
olabilmek için öncelikle 3568 sayılı kanunda sayılı dört yıllık üniversitelerden
birinden mezun olmak gerekiyor. Mezun olduktan sonra mesleğe giriş sınavını
başarmak ve bu sınavı geçtikten sonra üç yıl bir Mali müşavir veya Yeminli mali
müşavir yanında pratik ve teorik bir eğitimden geçmesi gerekiyor. Bu da
yetmiyor tabi, staj süresi sonunda asıl meslek uzmanlık belgesinin alınabilmesi
için mesleki bir sınava daha girmesi gerekiyor ve bu sınavı başarı ile vermesi
gerekiyor. Muhasebe mesleğine uzman
olarak girdikten sonra toplumun ihtiyaçlarının değişmesi ekonomik, sosyal ve
siyasal tercihler nedeniyle sık sık değişen yasaları tekrardan tekrardan
okuması ve eğitimini yeniden alması gerekiyor. Sürekli bir hareket halinde ve
değişimi yakalaması gerekiyor.
Çok
büyük bir zaman ve emek verilerek elde edilen mesleki uzmanlık işletmelerin
ticari ve mali ihtiyaçlarının karşılanması sağlamak, bir bütün olarak ülkenin varlıklarının
ve kaynaklarının nelerden oluştuğu ve nasıl kullanıldığını gösteren mali
tablolara yansımasını sağlıyor.
Muhasebeciler,
bir taraftan da toplumsal yapı içerisinde ekonomik mali ve sosyal yapıyı
organize ediyor. Bu yapının sık sık siyasal iktidarlar tarafından af
yasalarıyla bozulması muhasebecilerin varlığının ve bütünlüğünün bozulmasına
neden oluyor. Bu durum toplumsal yapı içerisinde gelir dağılımını bozduğu gibi
muhasebe mesleğinin değerini de anlamsızlaştırıyor. Muhasebe mesleğinin
anatomisini bozuyor. Başta kendi çıkardığı yasaları sürekli geçici maddelerle
revize edip işlevsizleştiriyor, onca meslek mensubunun vermiş olduğu emeği yok
sayıyor. Maliye politikasının uygulanması aracıyla muhasebeciler ile haksız
rekabet oluşturuyor. Sosyal dengeden çok toplumsal ihtiyaçların karşılanması
için toplanan vergilerin sürekliliğini çıkarılan aflar tehdit eder hale
gelebiliyor.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa